EVDEKİ RİSKLERE KARŞI #düzenegüven
Ülkemizin sismik açıdan oldukça hareketli bir coğrafyada bulunduğu bilimsel ve tarihsel açıdan kanıtlanmış bir gerçek. Bu konuda alınması gereken pek çok önlemin olduğu da gerek yetkililer gerekse de bilim insanları tarafından sıkça dile getiriliyor.
6 Şubat’ın söz konusu önlemlerle ilgili bir dönüm noktası olduğunu söyleyebiliriz. Depreme dirençli bir yaşam biçimi oluşturabilmek için kentlerimizin zemininden yaşadığımız binaların teknik özelliklerine de pek çok etken gözden geçiriliyor.
Deprem gibi kısa süreye yoğunlaşmış şiddetli bir doğa olayı karşısında binaların özelliklerinin yanı sıra yaşam alanlarının düzeni ve dekorasyonu da belirleyici. Sağlam bir zeminde bulunan dirençli bir binada dahi bu düzen ve dekorasyon nedeniyle sorunlar yaşanması mümkün.
Söz konusu sorunlara dair alınabilecek pratik pek çok önlem var. Ancak maalesef bu önlemler bilinse dahi genellikle uygulama noktasında ihmaller ve ertelemelerin yaşandığını söyleyebiliriz.
Häfele olarak koleksiyon ve çözümlerimizin, kullanıcıların mutluluğu ve huzurunu artırması en büyük önceliğimiz. Bu mutluluk ve huzurun elbette güvenlik ile sağlıktan geçtiğinin de bilincindeyiz. Bu yüzden deprem riskine karşı evlerde yapılması gereken düzenlemeleri ve alınabilecek dekorasyon önlemlerini sizin için özetlemek istedik.
1) DİNAMİK YAŞAM ALANLARINA UYGUN SENARYOLAR
Öncelikle evlerimizin oldukça dinamik yaşam alanları olduğu unutulmamalı. Birlikte yaşadığımız sevdiklerimizle bu yaşam alanlarında hareket ve etkileşim halindeyiz. Bu açıdan başta deprem olmak üzere evde karşılaşabileceğimiz muhtemel riskleri belirli sabit noktalarla sınırlandırarak değerlendirmemekte fayda var.
Bu yüzden evimizdeki tüm alanları kapsayan ve rutin hareketliliğimize göre şekillendirilmiş senaryo ihtimalleri oluşturmalıyız. Bunu sadece kendi zihninizde değil tüm aile hep birlikte konuşarak gerçekleştirmeniz son derece önemli.
Uzmanlar deprem anında asla binadan çıkmaya çalışmamamız gerektiğini, merdivenlerin ve asansörün en tehlikeli kısımlar olduğunu önemle vurguluyorlar. Yapılması gereken hayat üçgeni sağlayacak bir boşlukta kendimize vereceğimiz “çök, kapan, tutun” komutlarını yerine getirip cenin pozisyonu alarak başımızı korumak.
Yaşam alanlarımıza uygun geliştireceğimiz senaryo ihtimallerinin değişmez özü ve başlangıcı bu. Devamında ise binayı nasıl terk edeceğiniz devreye giriyor. Bu elbette o an evinizin neresinde olduğuyla alakalı. Bu noktada da dekorasyonunuzun ve yaşam alanlarınızın düzeninin muhtemel tüm senaryolara uygunluğu belirleyici.
Evinizin hangi kısmında olursanız olun kesin olan tek bir şey var, yolunuz muhakkak açık olmalı. Kapı ağızlarını, koridorları ve antreyi daraltacak düzenlemelere asla yer vermemelisiniz. Eşyaların hiçbirinin devrilip bu kısımları kapatma ihtimali olmamalı.
Yine oda kapıları, koridorlar ve antrede kırılıp size zarar verecek, sakin ve hızlı hareket etmeniz gereken bir sırada vakit kaybettirecek objeler bulundurmamak gerek. Sürekli kullanmadığınız eşyaları kapalı depolama alanlarında saklamanızda ve ihtiyaç duymadıklarınızı elden çıkarmanızda da fayda var.
2) HER İHTİMALİ GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURAN DOĞRU KONUMLANDIRMA
Evinizde uzun süreler geçirdiğiniz yatak, oturma grubu ya da masa gibi eşyalarınızın konumunu muhtemel bir depreme karşı gözden geçirmelisiniz. Bunların hiçbiri devrilmeleri halinde zarar verebilecek gardırop, vitrin, kitaplık gibi büyük eşyaların kapsama alanında olmamalı.
Özellikle gardırobunuzun yerini depreme en hazırlıksız anınızda yani uyurken yakalanma ihtimaline göre tespit etmelisiniz. Bu noktada sadece üzerinize devrilmemesi değil karanlıkta yolunuzu kapatmaması da son derece hayati bir öneme sahip. Eğer evinizin yapısı müsaitse giyinme alanınızı yatak odasının dışında oluşturmanız bu açıdan en kesin çözüm yöntemi olarak düşünülebilir.
Yatak, oturma grubu ve masa ayrıca sarsıntı sırasında kırılıp patlayabilecek pencerelerden de uzakta konumlandırılmalı. Pencerelere yakın olmasanız da kırıkların hızla çevreye saçılabileceği düşünüldüğünde camlarınızı güvenlik filmiyle kaplamanızda fayda var. Daha etkili bir alternatif ise kırık şeklinde değil zarar vermeyecek küçük parçalar halinde dağılan temperli camlar.
3) YILLAR SONRA DA İŞE YARAYACAK BİR SABİTLEME
Deprem riskine karşı sıkça dile getirilen gardırop, büfe, TV ünitesi, kitaplık, vestiyer gibi büyük eşyaları sabitlemenin üç boyutu var. Doğrudan insanların üzerine devrilme tehlikesi, içindekilerin kırılmasıyla dolaylı olarak zarar verme ihtimali ve yolu tıkayarak vakit kaybettirme.
Sabitleme işlemiyle ilgili asıl mesele nasıl ve ne ile gerçekleştirildiği. Görüntüden ibaret bir sabitleme, yaratacağı sahte güven duygusuyla faydadan çok zarara bile yol açabilir.
Bu yüzden çivi ya da tel gibi basit çözümlere yönelmemelisiniz. Soruna yönelik özel olarak üretilmiş uzun ömürlü duvara monte bağlantı elemanları, sağlam dübeller ve vidalar kullanmalısınız. Unutmayın bu önlem sadece yarın değil yıllar sonra aklınızdan tamamen çıktığı beklenmedik bir anda da işe yarayabilmeli.
Büyük elektronik cihazlar da güvenlik kemerleri ya da uygun başka bir donanımla sabitlenmeli. Bu konuda TV Lift sistemi ve ekran askı aparatları da oldukça etkin çözümler.
Gardırop ya da vitrin gibi mobilyalarınızı sabitlemiş olsanız dahi burada saklayacağınız ağır eşyaları üst kısma değil tabana yerleştirmeniz belirleyici bir denge unsuru. Ayrıca mobilya sabit kalırken ağır eşyanın savrulup düşmemesi için de hayati bir öneme sahip.
4) TAHLİYE YOLUNU SÜREKLİ AÇIK TUTACAK BİR KONSANTRASYON
Evlerimizde sabitlenmesi gerekenlerin dışında koltuk, masa, sandalye, sehpa ve komodin gibi pek çok hareketli eşya da bulunuyor. Deprem riskine karşı bunların dayanıklı ve sağlam malzemelerden üretilmiş olmaları çok önemli.
Ancak daha da önemlisi bu eşyaların konumları. İşlevleri gereği içlerinden bazılarının konumları zaman zaman değişebilir. Burada asıl mesele düzenli olarak durdukları yerde de yeni konumlarında da binayı tahliye yolunu kapatmamaları.
Elbette her an her adımda bu riski zihninizde hesap ederek hareket etmek hem imkânsız hem de ruhsal açıdan çok da sağlıklı değil. Bu yüzden tahliye yolunu sürekli açık tutmayı bir motor beceriye, hatta reflekse dönüştürebileceğiniz bir konsantrasyonu kendinize bu yönde bir düzenlemenin en başından itibaren telkin etmelisiniz.
5) HACMİ KÜÇÜK ZARARI BÜYÜK NESNELER İÇİN KAYDIRMAZ TABAN
Sabitlemeyi sadece büyük eşyalarınızla ilgili bir önlem olarak düşünmemelisiniz. Kapalı depolama alanları ve çekmecelerde kullanabileceğiniz kaydırmaz tabanlar başta kırılabilecek malzemeler olmak üzere olası zararları engeller. Bardak, şişe ve tabak gibi cam ya da porselenden üretilmiş eşyalarınızda hasar ihtimali azalır.
Kaydırmaz tabanlar asıl kullanım alanlarının dışında açık zeminlere de uygulanabilir. Özellikle kırılıp çevreye saçılabilecek eşyaların kendi hacimlerinden çok daha büyük zararlar vermesinin önüne geçmek için kaydırmaz taban ve benzeri çözümleri değerlendirebilirsiniz.
6) KÖTÜ BİR KÂBUSA KARŞI KAPALI DEPOLAMA ALANLARI
Mutfak, banyo ve yatak odası gibi çok çeşitli ve farklı amaçlar için kullanılan eşyalar ile malzemelerin bulunduğu yaşam alanlarında düzen zaten her zaman önemli. Meseleye bir de deprem riski açısından bakıldığında bu eşya ve malzemelerin depolanmasının aynı zamanda güvenlik boyutuna sahip olduğunu söyleyebiliriz. Sarsıntı sonrası oluşabilecek dağınıklıkta ayağınızı kesebilecek, takılabileceğiniz ya da üzerine basıp düşebileceğiniz nesneler size hem vakit kaybettirir hem de farklı kazalara yol açar.
Sorunun çözümü ise evinizin söz konusu kısımlarındaki kapalı depolama alanlarından geçer. Örneğin turşu, reçel ya da sosların bulunduğu şişe ve kavanozları mutfağınızda yer vereceğiniz kapalı kiler sistemlerinde muhafaza edebilirsiniz. Aksi halde zemine cam kırıklarının arasında dökülüp saçılmış bu lezzetler hızlı hareket etmeniz gereken bir anda size kötü bir kâbus yaşatabilir.
7) KAPALI KAPAK VE STORLARIN ARDINDA GÜVENLİK
Elbette evimizdeki her şeyi kapalı depolama alanlarında saklayamayız. Gene de ihtiyaç duymadığınızda kapalı kalmalarını sağlamanız mümkün. Gerekli hallerde kullanabileceğiniz motorlu stor sistemleri bunun için ideal.
Stor sistemlerinin dekorasyonda dağınıklığa karşı etkili bir yöntem olmasının yanı sıra bir sarsıntı sırasında açılma olasılığı da yok. Böylece ardındakilerin size zarar verebilecek ya da vakit kaybettirecek şekilde savrulup çevreye saçılmasını da engellemiş olursunuz.
Bu açıdan yukarıda değindiğimiz kapalı depolama alanları da kalkar kapak sistemleri ve bas aç mekanizmasıyla birlikte düşünülmeli.
8) GÜÇLÜ BİR AMBİYANS VE GÜVENLİK İÇİN SPOT İLE LED ŞERİT
Deprem riskine karşı evinizdeki doğalgaz vanası ve elektrik sigortalarının otomatik kesme özelliğinin olması son derece hayati bir öneme sahip. Elektrik, su ve doğalgaz altyapısının gerek kullanılan malzemelerin kalitesi gerekse de güvenli olup olmadıkları konusunda gözden geçirilmesinde fayda var.
Gene de deprem sonrası tahliye sırasında elektrik düğmelerine asla dokunmamalısınız. Aydınlatma sisteminizin uzaktan kumandalı olması ya da bir el fenerinizin bulunması karanlıkta hareket edebilmek için büyük avantaj sağlar.
Eğer dekorasyonunuzda avizelere yer vermek istiyorsanız muhakkak hafif olanları kullanın. Ayrıca koltuk, yatak ya da masa gibi vakit geçirilen alanları avizelerin altına yerleştirmeyin.
Avizelerden kaynaklanabilecek sorunları tamamen ortadan kaldırmanın kesin yolu ise aydınlatmada spotları ve LED şeritleri tercih etmek. Bu seçenekler hem dekorasyonunuza güçlü bir ambiyans kazandırır hem de güvenliğinizi artırır.
9) KASADA KORUNAN KİŞİSEL TARİH
Evlerimiz aynı zamanda kişisel açıdan önemli evrakların saklama alanı. Pasaport, tapu, diploma, sağlık raporları, ticari belgeler bunların arasında sayılabilir. Hasarlı eşyaların yerine hızla yenileri edinilebilse de bu evrakları tekrar elde etmek vakit alabilir ya da sorun olabilir.
Deprem sonrası binayı hızla boşaltırken bunları da yanınıza almak isterseniz hepsini tek tek arayıp bulmak için oyalanmamalısınız. Bu yüzden dağınık bir halde değil aynı yerde bir arada saklamanızda büyük fayda var.
Tüm önemli evraklara tek seferde ulaşmanın en pratik yollarından biri de hepsini bir kasada bulundurmak. Hatta kişisel tarihiniz açısından kıymet verdiğiniz küçük hatıraları ya da aile albümlerini de aynı kasada saklayabilirsiniz. Kasa denince çoğu kişinin aklına para, altın ya da mücevher gelse de böylesi bir işlevle son derece faydalı bir şekilde değerlendirilebilir.
***
Depreme dirençli bir yaşam biçimi oluşturmak hem toplumsal hem de bireysel açıdan 6 Şubat sonrası en temel gündemimiz. Bu konuda kentlerimizin zemininden yaşadığımız binaların teknik özelliklerine dek gözden geçirilmesi gereken etkenler var.
Yaşam alanlarımızın düzeni ve dekorasyonu da kimi durumlarda sağlam bir zemin ve dayanıklı bir bina kadar önemli. Deprem riskine karşı evlerde yapılması gereken düzenlemeleri ve alınabilecek dekorasyon önlemlerini sizin için özetledik.
Häfele olarak tüm bu önlemlerle daha huzurlu ve depreme dirençli bir yaşam biçimi sayesinde canımızı yakan kayıplar vermediğimiz daha mutlu bir gelecek dileriz.